4 Mart 2017 Cumartesi

#Spoiler ~Gurur ve Önyargı

Bir Jane Austen klasiği olan Gurur ve Önyargı kitabı,filmi ve de dizisi hakkında bir şeyler spoilerlamaya geldim! 😃



“Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize.” 





Jane Austen imzası taşıyan Gurur ve Önyargı ilk basımı 28 Ocak 1813 tarihinde yayınlanan kitap yazarın ikinci kitabıdır ve 1796-1797 yıllarını anlatmaktadır. Kitabın farklı yıllarda çekilmiş dizi ve film sürümleri mevcut ancak ben 1995 yılında 6 bölümlük bir mini dizi şeklinde yayınlanmış hali ile 2005 yılında yayınlanan filmini izledim şu ana kadar. Ancak farklı tarzlarda da çekilmiş dizi/film sürümleri de var kitabın. Eser Aşk ve Gurur adı ile de bilinmekte ayrıca.

1995 yapımı Gurur ve Önyargı dizisi 
(soldan sağa:Susanna Harker,Jennifer Ehle,Colin Firth)

Gurur ve Önyargı okuduğum ilk Jane Austen kitabı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi'nden okuduğum ön sözde yer alan Jane Austen hayatı ve kitap hakkında diğer yazarların fikirleri hakkında yazılanlar kitap hakkında gayet açık bir şekilde bilgiler sunuyor önümüze. Bu kısmı okurken çok dikkate almamıştım yazılanları. Hem yazılanların abartıldığını düşündüğümden hem de en başından “kitap sıkıcı” diye düşünerek başlamak istemememden. İtiraf etmeliyim ki Mr. Darcy’nin büyüsüne o kadar kapılmıştım ki şu an şu satırları yazmaya başlayana kadar bu sade aşk romanının sadeliği aklımdan uçup gitmişti.

Kitap sıradan bir aşk romanı desem yanlış olmaz yukarıdaki paragrafımı da dikkate aldığımda sanırım artık. Kitabın geçtiği 1790 döneminin zengin oğlanlar ile fakir -aslında gayet orta gelirli geldiler ama siz bunu bir de Mrs. Bennet'a anlatın 😃😃😃 - kızlar arasındaki aşkları, anlaşamayışları, aradaki farkları anlatıyor Jane A. Yani bizim Türk dizilerinde gördüğümüz bir klişe işlenmiş gayet kitapta. Kitabı okumamın üzerinden bir süre geçtikten sonra neler aklımda kaldı diye baktığımda aşkın-sevginin her çeşidini okumuş olduğumu fark ettim: Gösterilemeyen aşk, karşılık bulamayan aşk, maddiyata aşk, gösterişe aşk, dansa aşk, yalana aşk… Belki bir başka okuyanda aynı hissiyat oluşmuyor ya da bu saydıklarımın nerede geçtiğini tahmin bile edemiyorsunuz. Ama kitabın son sayfasını da okuyup üzerinden zamanın geçmiş olmasından sonra bile kişiler, olaylar ve mekânlar aklımda söz konusu olan aşklarıyla birlikte beliriyorlar. Ve kitap vermek istediğini – en azından benim sandığım kadarıyla- bana ulaştırdı. İlk kez sade bir aşk romanı okumuş olmanın sevinci içinde bıraktım kitabı elimden. Şimdiye kadar sevdiğim tarzlara baktığımda görüyorum ki sürekli harika erkeklerin süper kızların ve dehşet aşkların yaşandığı yazılar okumuşum. Gurur ve Önyargı bunu çok çok fazla açık bir şekilde gösterdi ki bir yanım artık bu tarz aşırılıktan sıkılmış olmalı.- Gerçi bu tarzları okumaktan vazgeçebileceğimi de sanmıyorum 😃😃😃- Sanırım bu özlemden dolayı her satırını içime işleyerek, bilerek,yaşayarak ve de severek okudum. Çünkü Mr. Darcy günlük hayatınızda pekâlâ karşılaşma imkânınızın olduğu burnu havada, kibirli ve gurur timsali ancak popüler kültürün tabiriyle içinde “ponçik”lik barındıran biri. Lizzy bilhassa ailesi de en az Mr. Darcy kadar gerçekçi. Hemen hemen herkesin hayatında olmadık yerlerde potlar kıran, diğerlerine yukarıdan bakan, para ve mevki işini insanlıktan üstün tutup bununla bazı gerçekleri görmeyi reddeden kesim mutlaka vardır. En azından ben pot kırma konusunda çevremin tam bir örneğiyim ama kitaptaki herhangi bir karakterin birebir karşılığı olduğumu söyleyemem çünkü hepsinden biraz biraz kendimi buldum. Evet Mr. Colins de buna dâhil maalesef.

2005 yapımı Gurur ve Önyargı film afişi
(Keira Knightlet,Matthew Macfadyen)

Film ve dizisine gelecek olursak kitabı bilmeyenler için iki eserde akılda soru işaretlerine neden olacaktır bence özellikle de film. Dizide olaylar daha kitaba bağlı kalarak gösterilmiş. Ve mektuplardan alınan, kulaktan duyulan bilgiler sahnelenerek katkı sağlanmış. Biraz kahraman biraz ilahi bakış açısıyla anlatılan kitabın ekranlara uyarlanmış halinde elbette diğerlerinin gözünden de sahnelere yer vermeleri gayet normal. Ama ben böyle bir şey yapılmasını beklemediğim için açıkçası farklı geldi. Beklentileri düşük tutmak bazen işe yarıyor. Ve bu düşük beklentilerin tek nedeni filmi diziden önce izlemiş olmam. Film daha çok kitabın değil de dizinin beyaz perdeye uyarlanmış hali gibiydi. Önemli yerler seçilmiş ve onlara yer verilmiş. Haliyle bir çok şeyi izleyici olarak kendi kafamda tamamlamam gerekti ara hikâyelerin.

Karakter seçimi olarak hem filmin hem de dizinin Mr. Darcy’si için söyleyecek bir sözüm yok. Kafamdaki Darcy ikisi de değildi tabi ki ama ben aşağı yukarı kim oynarsa oynasın zaten zamanla karakterine vurulduğum Darcy’nin dış görünüşüne eminim çok takılmayacaktım, o karizmatik duruşu olduğu sürece tabi ki.

Darcy kadar bir onayımı alan karakter de Mr Bingley idi.(Bingley ismini yazarken bile Darcy-ler-nin ses tonu kulaklarımda çınlıyor.) Biraz saf oluşu –özellikle de filmdeki hali- en sempatik karakterlerden biri yapıyor onu gözümde. Elizabethler için bir şey diyemem kafamda çok da belli bir kalıbı yoktu çünkü sayfaları çevirdikçe kendimi Elizabeth olarak düşünerek devam ettim yoluma. Bu yüzden ne film ne de dizi hayal kırıklığıydı diyemem. Filmdeki Jane seçimi ise gerçekten çok güzeldi. İzlerken “Allahım bir insan ancak bu kadar Jane olabilir” dedirtti. Diğer karakterler ise kitapta kendilerine karşı başlayan ne kadar duygum var ise bunu körüklediler. Onlar için belli başlı karakter tipleri gözümde canlandırmadığım için net bir şekilde görünüş açısından bir şey diyemiyorum. Ama vermeleri gereken duyguları net şekilde veriyorlar. Nefret etmeniz gereken birini sevmiş olarak ayrılmıyorsunuz ekrandan.

Aslında  Meg Ryan hayranı bir annenin kızı olarak Mesajınız Var filmini izleyerek bu yaşıma gelmiş biri olarak Gurur ve Önyargı'yı bu kadar geç okumuş olmam tam bir kitapla kaderimizin kesişmemesinden kaynaklı. Aslında bunun için bu kadar geç kalmışım diyemem çünkü kitap,karakterler ve tabi ki Jane Austen tam girmesi gereken zamanda girdi hayatıma. Arkadaşlarım sürekli bir şeylerde kriterlerimi yüksek tuttuğumdan şikâyet ediyorlar. Özellikle aşk konusunda bunun nedeninin gerçek hayatta sizi bulma ihtimali olmayan aşkların anlatıldığı eserlerini takip etmemden kaynaklı olduğunu fark ettim. Sanki o olağanüstülüğün bir gün beni bulma ihtimali varmış gibiydim, esas kızların tırnağı kadar güzellik ve çekicilik barındırmasam bile hatta 😃😃😃. Ama Jane A. hayatıma Mr. Darcy ve Mr. Bingley’in girmesine vesile olarak gerçekleri Osmanlı tokadı edasıyla çarptı. Gerçi şimdi de kendi Darcy’mi beklemeye başladım ama bir Mr. Darcy bulmak, ne bileyim kızıl saçlı bir Weasley Beyi ile karşılaşmamdan daha olası bence. Hiç yoktan aynı zevke sahip olacağım bir arkadaş da kafi tabi 😄




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder